HIZLI MENU

Ticaret Şirketlerinde Sermaye Koyma Borcu

Ticaret hukukumuzda usulüne uygun düzenlenmiş ve ortaklar tarafından imzalanmış şirket sözleşmesinde kararlaştırılmış olmak ve kanunda aksine hüküm olmamak kaydıyla her ortağın şirkete para, alacak, kıymetli evrak, sermaye şirketine ait pay, fikri mülkiyet hakkı, taşınır, her çeşit taşınmaz,  taşınır ve taşınmazların faydalanma ve kullanma haklarını, kişisel emeklerini, ticari itibarlarını, ticari işletmelerini, haklı olarak kullanılabilen elektronik ortamlarını, alanlarını, adlarını ve işaretler ile diğer değerlerini, maden ruhsatnamelerini ve bunun gibi ekonomik değeri olan diğer hakları, devrolunabilen ve nakden değerlendirilebilen her türlü değeri sermaye olarak getirebilmeleri mümkündür.

Ancak komanditer ortağın sermaye borcu olarak şirkete kişisel emeğini ve ticari itibarını koyamayacağını düzenleyen TTK madde 307/2, anonim şirkette sermaye koyma taahhüdünü düzenleyen TTK madde 342/1 ve aynı şekilde limited şirketlerde sermaye koyma taahhüdünü düzenleyen TTk madde 581/1  gereğince üzerlerinde sınırlı ayni bir hak, haciz ve tedbir bulunmayan, nakden değerlendirilebilen ve devrolunabilen, fikrî mülkiyet hakları ile sanal ortamlar da dâhil, malvarlığı unsurları ayni sermaye olarak konulabileceği ve fakat  hizmet edimlerinin, kişisel emeğin, ticari itibar ve vadesi gelmemiş alacakların sermaye olamayacağına ilişkin hükümler istisnadır.

1-a - Şirkete Ayni Sermaye Konulması :

Şirket ortaklarının şirkete sermaye olarak nakit yanı sıra ayni bir değeri ya da malvarlığını sermaye olarak getirmesi mümkündür. Yani şirket pay sahipleri sermaye karşılığını nakden taahhüt edip şirkete nakit getirebileceği gibi ayın şeklinde de sermaye koyma borcu altına girebilir. Taşınır ve taşınmaz mallar ile bunların üzerindeki kullanma ve yararlanma hakları, fikri mülkiyet hakları, maden ruhsatnameleri, ticari işletmeler, haklı olarak kullanılan devredilebilir elektronik ortamlar, alanlar, adlar ve işaretler gibi değerler ayni sermaye olarak kabul edilir. (TTK madde 127) Kişisel emeğin ve ticari itibarın anonim ve limited şirketlere ayni sermaye olarak getirilmesi mümkün değildir. Ayrıca komandit şirkette komanditer ortağın  kişisel emeği ve ticari itibarı sermaye olarak konulamaz.

TTK madde 128/2- Şirket sözleşmesinde veya esas sözleşmede bilirkişi tarafından belirlenen değerleriyle yer alan taşınmazlar tapuya şerh verildiği, fikrî mülkiyet hakları ile diğer değerler, varsa özel sicillerine, bu hüküm uyarınca kaydedildikleri ve taşınırlar güvenilir bir kişiye tevdi edildikleri takdirde ayni sermaye kabul olunur. Özel sicile yapılan kayıt iyi niyeti kaldırır.

(3) Sermaye olarak taşınmaz mülkiyeti veya taşınmaz üzerinde var olan veya kurulacak olan ayni bir hakkın konulması borcunu içeren şirket sözleşmesi hükümleri, resmî şekil aranmaksızın geçerlidir.

(4) Paradan başka ekonomik bir değer veya bir taşınırın sermaye olarak konulmasının borçlanılması hâlinde şirket, tüzel kişilik kazandığı andan itibaren bunlar üzerinde malik sıfatıyla doğrudan tasarruf edebilir.

(5) Taşınmaz mülkiyetinin veya diğer ayni bir hakkın sermaye olarak konulması hâlinde, şirketin bunlar üzerinde tasarruf edebilmesi için tapu siciline tescil gereklidir.

(6) Mülkiyet ve diğer ayni hakların tapu siciline tescili istemi ile diğer sicillere yapılacak tescillerle ilgili bildirimler, ticaret sicili müdürü tarafından, ilgili sicile resen ve hemen yapılır. Şirketin tek taraflı istemde bulunabilme hakkı saklıdır. 

1-b- Ayni Sermaye Konulmasına İlişkin Usul :

Şirkete sermaye olarak ayni sermaye konulmak istendiğinde sermaye değerinin objektif olarak belirlenmesi için şirket merkezinin bulunduğu yargı çevresindeki Asliye Ticaret Mahkemesi’nden bilirkişi vasıtasıyla değer tespitinin yaptırılmış olması gerekmektedir. Asliye Ticaret Mahkemelerince verilen kararlar kesindir.

TTK madde 131/1 “Sermaye olarak konulan ayınlara, bilirkişi tarafından biçilecek değerler, ilgililerce kabul edilmiş sayılır.”

TTK madde 343/1 “Konulan ayni sermaye ile kuruluş sırasında devralınacak işletmelere ve ayınlara, şirket merkezinin bulunacağı yerdeki asliye ticaret mahkemesince atanan bilirkişilerce değer biçilir. Değerleme raporunda, uygulanan değerleme yönteminin somut olayın özellikleri bakımından herkes için en adil ve uygun seçim olduğu; sermaye olarak konulan alacakların gerçekliğinin, geçerliğinin ve 342’nci maddeye uygunluğunun belirlendiği, tahsil edilebilirlikleri ile tam değerleri; ayni olarak konulan her varlık karşılığında tahsis edilmesi gereken pay miktarı ile Türk Lirası karşılığı, tatmin edici gerekçelerle ve hesap verme ilkesinin icaplarına göre açıklanır. Bu rapora kurucular (…)(1) ve menfaat sahipleri itiraz edebilir. Mahkemenin onayladığı bilirkişi kararı kesindir.”

Ayn değerinin bilirkişi marifetiyle tespitindeki amaç gerek şirketin gerekse pay sahiplerinin menfaatlerinin zedelenmesinin ayni sermayenin gerçek değeri belirlenmek suretiyle önüne geçmektir.

TTK madde 131/2 “Şirket sözleşmesinde veya esas sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa, sermaye olarak konan ayınların mülkiyeti şirkete ait ve haklar şirkete devredilmiş olur.”

Belirlenen taşınmazların şirkete sermaye olarak konulmasını öngören şirket sözleşmesinin özel şekle bağlı olmadan  yani tapuda resmi sözleşme yapılmadan geçerli olacağı kabul edilmiştir. Ancak bu durumda sözleşmenin kurulmasının ardından ilgili tapu siciline şerh verilmesi gerekmektedir. Kurulan şirketin taşınmaz üzerinde tasarrufta bulunabilmesi için ise taşınmazların  tapu sicilinde şirket adına tescil edilmesi şarttır.

Taşınır sermayede ise taahhüt edilen taşınırın güvenilir bir kişiye teslim edilmesi zorunludur. Taşınırlar üzerinde şirketin tasarrufta bulunabilmesi için esas sözleşmenin tescil ve ilan edilmiş olması yeterlidir.

Ortakların şirkete ayni sermaye olarak bir ticari işletme koymaları mümkün olup, taahhüdün yerine getirildiğinin kabulü için işletmenin devrine ilişkin işlemlerin tamamlanmış olması şarttır. Devredilen işletmenin bünyesindeki ayın niteliğindeki ya da diğer sermayenin tek tek devri gerekmemekle birlikte işletmenin sermaye değerinin tespiti ve belirlenmesi açısından şirket sözleşmesinde tek tek devredilen işletmedeki sermaye değerleri sayılmalı ve Asliye Ticaret Mahkemesi’nde bilirkişi marifetiyle değer tespiti yaptırılmalıdır.

Ticaret şirketlerine ayni sermaye olarak üçüncü kişilerdeki alacaklar getirilebilmekle birlikte anonim şirketlerde bu alacağın “vadesi gelmiş” alacak olması halinde sermaye olarak konulabileceği unutulmamalıdır.

Ayrıca sermaye olarak şirkete alacaklarını devretmiş olan bir ortak, alacaklar şirketçe tahsil edilmiş olmadıkça sermaye koyma borcundan kurtulmaz.

Ticaret siciline tescil edilen şirket sözleşmesinin ardından ticaret sicil müdürünün ilgili sicillere (tapu, marka, patent vb.) resen bildirimde bulunacaktır.

1-b- Sermaye Koyma Taahhüdüne Aykırılık Hali :

Şirket, her ortağın sermaye koyma borcunu yerine getirmesini isteyebileceği ve dava edebileceği gibi, yerine getirmede gecikme sebebiyle uğradığı zararın tazminini de isteyebilir. Tazminat istemi için ihtar şarttır. Şahıs şirketlerinde bu davayı ortaklar da açabilir.(TTK madde 128/7)

Ortaklarca, sermaye olarak konulması taahhüt edilen hakların korunması için, kurucular tarafından ortaklar aleyhine ihtiyati tedbir istenebilir. Tedbir üzerine açılacak davalar için, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda öngörülen süre ancak şirketin tescil ve ilanı tarihinden itibaren işlemeye başlar.(TTK madde 128/8)

Kanun koyucu 128. maddenin 7 ve 8 nolu fıkralarında genel olarak sermaye koyma taahhüdünü süresinde ve sözleşmede kararlaştırıldığı şekilde yerine getirmeyen ortak aleyhine başvurulabilecek hukuki yollara değinmiş olmakla birlikte her bir şirket yönünden ayrıca diğer yolları belirlemiştir.

Bununla birlikte sermayenin nakit olarak kararlaştırılmış ve fakat süresinde ödenmemiş olması halinde TTK madde 128. madde dolayısıyla tazminat talep etme hakkına halel gelmemek kaydıyla ve şirket sözleşmesinde veya esas sözleşmede hüküm yoksa şirketin tescili tarihi itibariyle temerrüt faizi ödenecektir.

BENZER DİĞER HABERLER